Türkiye’de kadınlar siyasette engelleniyor iddiasına sık sık şahit oluyoruz ancak bu iddianın gerçekliği siyasi arena incelendiğinde pek doğru gibi durmuyor. Örneğin, 30 yıl önce bir kadın başbakan olmuştu ve o dönemde yaşanan olumsuz olaylar bu kadının etkilerini hala hissediyoruz. Ülkemizde birçok zorluğa göğüs germiş, hapis yatmayı göze almış birçok kadın politikacı bulunmakta. Ancak şimdiye kadar görev alan kadın politikacılar, erkeklerden daha beter olarak anılıyorlar.
Benzer şekilde, son zamanlarda Meral Akşener gibi bir kadın siyasetçi liderlik rolü üstlendi ancak kısa sürede bazı iddialarla karşılaşıp geri çekilmek zorunda kaldı. Bu durum, kadın politikacıların siyasette hedeflerine ulaşmalarını zorlaştırıyor. Türkiye’de çok daha başarılı olabilecek kadın politikacılar mevcut ancak mevcut erkek egemen siyasal düzen onların önüne geçiyor.
Ülke olarak daha çağdaş ve donanımlı kadın politikacılara ihtiyaç duyuyoruz. Dünyada en büyük kültürel etkiyi bırakan ülke olarak gösterilen İngiltere, uzun yıllar sadece kadın liderler tarafından yönetilmiş bir ülke. Türkiye de benzer şekilde, dürüst ve yolsuzluğa bulaşmayan kadın liderlerle yoluna devam etmeli ve erkek politikacı düzenini değiştirmelidir.
Ülkeyi ileriye taşıyacak, temiz siyaset anlayışı benimseyen ve çağdaş değerlere sahip kadın politikacıların siyasete daha fazla katılması gerekmektedir. Ancak bu kadın politikacıların geçmişteki hatalı örneklerden ders alarak, halkın güvenini kazanmaları ve ülke için olumlu değişimler yapabilmeleri önemlidir. Türkiye’nin kriz ve yoksullukla boğuştuğu bu günlerde, kadın politikacıların ülkeyi ileriye taşıyacak potansiyele sahip olduklarına inanmak gerekmektedir. Maalesef, geçmişteki bazı kadın politikacıların vesayet altında olduğunu düşündüren durumlar, bu konuda ön yargı yaratabilir. Ancak gelecekte daha güçlü ve etkili kadın liderlerin siyaset sahnesinde yer alması, Türkiye’yi daha ileriye götürebilir.
