Istanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, IŞİD’in Türkiye’deki faaliyetlerine dair önemli detaylar gün yüzüne çıktı. 12 sanık, IŞİD’in Horasan vilayetine bağlı olmakla suçlanıyor. Sarıyer’de Santa Maria Kilisesi ve geçen ay Moskova’daki konser katliamıyla adlarından söz ettiren IŞİD-H’nin Türkiye’deki etkisi mahkeme tarafından ele alınıyor.
Davanın merkezinde Başakşehir Güvercintepe Mahallesi’ndeki 5 katlı bir bina yer alıyor. Polis ekipleri, bu binanın yanı sıra Güvercintepe’de bir dizi adrese baskın yaparak operasyonu gerçekleştirdi. Kaçak medrese olarak kullanılan bu binada IŞİD adına savaşan kişilerin kaldığı tespit edildi. Ayrıca, binada IŞİD mensuplarının dini eğitim aldığı ve savaş bölgelerinden gelen kişilerin konakladığı belirlendi.
5 katlı binanın giriş katındaki dükkanda ise IŞİD’liler tarafından parfüm ve giysi satışı yapıldığı ortaya çıktı. Aynı binada çekilen askeri kamuflaj ve silahlı fotoğraflarıyla ilgili bilgiler de dosyaya girdi. Dava dosyasında yer alan bilgilere göre, Kırgız asıllı bir sanık olan Ömer Yunus 2014’te sahte pasaportla İstanbul’a geldi ve IŞİD’e katıldı. Suriye’de bulunduktan sonra tekrar Türkiye’ye dönen Yunus, Reina katliamı ile de ilişkilendirildi. Benzer şekilde Fuat Rasulov da Reina katliamı nedeniyle tutuklu kalmış ve şimdi 12 sanıklı davada yargılanıyor.
Dosyada yer alan bilgilere göre, sanıkların cep telefonlarında IŞİD infaz görüntüleri ve örgüte ait diğer materyaller bulundu. Bazı sanıkların Şamlar Köyü’nde IŞİD’e destek veren pozlar verdiği de belirlendi. Operasyon kapsamında ele geçirilen 2 milyon liraya da el konuldu. Sanıklar arasında parasal konularla ilgilenenlerin yanı sıra patlayıcı malzemeleri temin edenler de bulunuyor.
Dava dosyasında ismi geçen diğer sanıklar ise Apti İsmailov, Akhmed Akhmadov, Fuat Huseinov, Magomedkhabib Saidov, Mohamed Kotb Mohamed Ahmed, Mohamed Mohamed Ahmed Mahmoud Mansour, Sunatillo Otajonov ve Yerkebulan Dossymov olarak sıralanıyor. IŞİD’lilerin kaçak medresesini işleten ve dükkanda parfüm satışı yapan Gassan Alizade’nin ise hala yakalanamadığı öğrenildi.
Bu kapsamlı dava, IŞİD terör örgütünün Türkiye’deki etkilerini ve faaliyetlerini gün yüzüne çıkararak adaletin tecellisine yönelik önemli bir adım olarak karşımıza çıkıyor. Mahkemenin vereceği kararın, terörle mücadeledeki kararlılık ve adalet anlayışı açısından büyük önem taşıdığı belirtiliyor.
