Yaklaşık çeyrek asır önce genç bir politikacı olan Sayın Recep Tayyip Erdoğan büyük bir seçim zaferi kazanmıştı. O dönemde ben de genç bir gazeteciydim. Erdoğan’ın seçim sonrası yaptığı konuşmalardan biri kamuda tasarruf yapılacağı yönündeydi. Vekillerin lojmanları boşaltılacak, kamu tatil mekânları tasfiye edilecek ve vatandaşların beleşe tatil yapma dönemi sona erecekti. Bu durum beni memnun etmişti çünkü yıllardır kamudaki israfları haber yapmıştım.
Daha sonra Yolsuzlukla Mücadele Komisyonu kuruldu ve 28 Şubat sonrası yaşanan banka batırmaları ve milyar dolarlık yolsuzluklarla ilgili hesap sorulmaya başlandı. Ancak eski Türkiye’nin güçleri hala aktif ve Erdoğan’a saldırmak için fırsat kolluyorlardı.
O dönemde 28 Şubat medyasının etkisi ile laiklik-şeriatçılık tartışmaları gündeme geldi ve Cumhuriyet Mitingleri düzenlendi. Ancak bu süreçte kamuda tasarruf meselesi arka planda kaldı ve işler karmaşıklaştı. Sonra Beka Mücadelesi gündeme geldi ve laiklik-şeriatçılık tartışmaları üzerinden halkın dikkati dağıtıldı.
Ardından yaşanan darbe girişimi, terör saldırıları, ekonomik zorluklar ve doğal afetler ülkeyi zor durumda bıraktı. Kamuda tasarruf konusu zaman zaman gündeme geldi ancak pek etkili olamadı. Belediyelerin batması, israfın artması ve ekonomik sıkıntılar herkesi endişelendiriyordu.
Sonunda Sayın Erdoğan 2019 yerel seçiminde ikinci tura kaldı ve kazandı. Ancak ekonomi ve diğer sorunlar devam ediyordu. Bu süreçte kamuda tasarruf yapılması gerektiği konuşuluyor ama etkili bir adım atılamıyordu.
Son olarak, yakın zamanda büyük bir tasarruf hamlesi yapılacağı duyuruldu. Detayları merakla bekleniyor. Ben ise 50’li yaşlara gelmiş bir gazeteci olarak, geçmişteki olayları ve geleceği düşünüyorum. Belki de bu yazıyı okuyan bir meslektaşım bir gün atıfta bulunur ve ruhuma bir Fatiha okur…
