Nemo, Eurovision favorileri arasında, sahnede ve dışında kabul görüyor

İsviçre’yi temsil eden ve “The Code” adlı bir şarkıyla katılan Nemo, ülkesinde artık nonbinary olmanın ve bunun ne anlama geldiğinin daha fazla anlaşıldığını söylüyor. Eurovision Şarkı Yarışması’nda kazansa da kazanmasa da, Nemo zaten bir başarı olarak kabul ediliyor. “İnsanlar daha fazla anlamaya başlıyor ve bence bu anlayış dünyada benim için önemli,” diyor.

Nemo’nun güçlü şarkısı “The Code”, yerini bulmakta zorlanmanın ve bunu “sıfır ve birler arasında” bir ikilik sistemine sıkışmış şekilde keşfetmenin hikayesini anlatıyor. Eurovision’un favorilerinden biri olan bu şarkı, bu hafta İsveç’in Malmö şehrinde gerçekleşen Eurovision Şarkı Yarışması’nda büyük ilgi görüyor. Malmö’de, Nemo diğer sanatçılarla otel odasında müzik seansları düzenliyor ve bu ileride müzikal işbirliklerine yol açmasını istiyor.

Eurovision’da 37 ülke yarışıyor ve geçtiğimiz yıl Loreen’in kazandığı yarışmanın ardından bu yıl İsveç’te düzenleniyor. Baby Lasagna’nın Hırvatistan’ı temsilen yüksek enerjili “Rim Tim Tagi Dim”, Ukraynalı ikili alyona alyona ve Jerry Heil’in melankolik “Teresa & Maria” ve İtalya’dan Angelina Mango’nun eğlenceli pop şarkısı “La Noia” gibi diğer favoriler de var.

Nemo’nun, bu haftaki eğlence, kabul ve anlayıştan sonra Eurovision’u kazanma olasılığına karşı “dünyayı ifade eder” dediği belirtiliyor. Eğlenceli ve destekleyici bir atmosfere sahip Eurovision’da rekabet yerine “müzikle birleşmek” amacıyla yapılan bir sloganı olduğu belirtiliyor. Nemo şakayla, “herkesin birbirini kazanmasını istediği” şeklinde konuşuyor.

Sonuç olarak, Nemo’nun Eurovision Şarkı Yarışması’nda başarılı olmasının, nonbinary ve LGBTQ+ topluluğunun çeşitliliğini ve kabulünü kutlayan bir gelişme olarak görüldüğü belirtiliyor. Şarkıcı, Eurovision’da bu süreci temsil etmenin ve kendini ifade etmenin önemini vurguluyor.