Politikacı için çalışan profesörle ilgili lekeli koltuk skandalı – Sözcü

Boğaziçi Üniversitesi’nde yaşanan rektör atama olayı, üniversite öğrencileri ve öğretim üyeleri tarafından protesto edilmiş; tepeden atanan rektörün akademik özgürlüklere zarar verdiği düşüncesiyle tepki çekmişti. Öğrenciler ve akademisyenler seçimle gelmiş bir rektör istediklerini belirtmişlerdi. Bu tepki Türkiye’deki genel durumu da yansıtıyordu; ülkenin dilsizleştirilerek yönetildiği ve toplumun baskı altına alındığı endişeleri vardı. Akademik özgürlük ilkelerinin ihlal edilmesiyle, politikacılar için çalışan profesörlerin ortaya çıkması, Boğaziçi öğrencilerinin ve öğretim üyelerinin tepkisini artırmıştı.

Protestolar sonucunda atanan rektör Prof. Dr. Naci İnci, VARLIK Fonu şirketi Türkcell’e yönetim kurulu üyesi olarak atanmıştı. Bu durum üniversite içinde ve toplumda tepkilere neden olmuştu. Aynı zamanda Erzincan’da yaşanan altın madeni felaketi de gündemdeydi. Bu felaket, yerli ortaklı yabancı bir şirketin tipik sömürge madenciliği uygulaması sonucunda yaşanmış, 9 kişinin hayatını kaybetmesine neden olmuştu. Üzerinden 82 gün geçmesine rağmen felaketin sorumluları hala ortaya çıkmamıştı. Meclis’te Araştırma Komisyonu kurulmuş olsa da, yerel bakanlıklar durumu üstlenme konusunda isteksiz davranmışlardı.

Erzincan’daki maden felaketinin ardındaki sorular hala yanıt bekliyor: Kimler bu sömürge madenciliğini koruyup kolladı? Maden ocağının faaliyetleri denetleniyor mu? Vergiler düzgün şekilde ödeniyor mu? Fay hatları konusunda gerekli önlemler alındı mı? Bu ve benzeri soruların cevapları hala netlik kazanmış değil. Boğaziçi Üniversitesi ve Erzincan’daki maden felaketi, Türkiye’de akademik özgürlüklerin ve çevre haklarının önemini bir kez daha gündeme getirmiştir. Bu konulardaki sorunların çözülmesi için toplumun ve yetkililerin el birliği yapması gerekmektedir.