Polonyalı politikacı Tarczyński: 2 milyon Ukraynalı mülteci aldık 1 tane bile Müslüman almayacağız - Yeni Şafak English

Polonyalı politikacı Tarczyński: Ukraynalı mültecileri kabul ettik ama Müslümanları değil

Polonya, Macaristan ve Romanya gibi Avrupa ülkeleri, Ukraynalı mültecilere kapılarını açarken, Almanya, İngiltere ve Hollanda gibi ülkeler de Ukraynalılara özel haklar tanıyor. Ukrayna’daki savaştan kaçan mülteciler, komşu Avrupa ülkelerinde misafirperverlikle karşılanırken diğer kıta ülkeleri de özel yasal düzenlemelerle Ukraynalıların sınırlara girişini kolaylaştırıyor.

Polonyalı politikacı Tarczyński, ülkesinin 2 milyon Ukraynalı mülteciye ev sahipliği yaptığını belirtirken, Müslüman mültecileri kabul etmeyeceklerini ve sınırları geçenleri öldüreceklerini ifade etti. Bu açıklama, Batı’daki çifte standartı gözler önüne serdi ve tartışmalara sebep oldu.

Polonya’da savaştan kaçan 2,2 milyon Ukraynalı mülteci bulunuyor. Ülkeye giriş yapan mülteciler, sınırda kayıtlarının yapıldığı merkezlere yerleştirilirken yerel yönetimlere başvurarak konaklama imkanları arıyorlar. Devlet tahsis ettiği merkezler veya yardımsever Polonyalıların evlerinde kalabilme imkanı sunuyor.

Batı Avrupa ülkelerinde yaşanan çifte standart ise kara mizah konusu haline gelmiş durumda. Polonya’daki durumu eleştiren Tarczyński, Müslüman mültecileri reddederek sınırlarını koruma sözü verdiğini dile getirirken, ülkesinin gurur duyulacak bir politika izlediğini savundu.

Batı’nın mülteci politikalarına yönelik eleştiriler giderek artıyor. Tarczyński’nin açıklamaları, Batı’da göçmen ayrımcılığının boyutlarını gözler önüne seriyor. Avrupa’nın insan hakları ve mülteci politikalarındaki çifte standartlar, uluslararası anlaşmaların ve evrensel değerlerin nasıl ihlal edildiği konusunda tartışmalara neden oluyor.

Sonuç olarak, Ukrayna’daki savaştan kaçan mültecilerin Avrupa ülkelerine sığınması, mülteci hakları ve insan hakları konusunda yeni bir perspektif sunuyor. Polonya’nın mülteci politikaları ve Batı’nın çifte standartları, uluslararası toplumun dikkatini çekiyor ve tartışmalara yol açıyor. Avrupa’nın mülteci krizine verdiği tepkiler, insan hakları ve adalet kavramlarının ne kadar esnek olduğunu ve siyasi çıkarların insan hakları üzerinde ne kadar etkili olduğunu gözler önüne seriyor.