Ünlü bir şarkıcı genç yaşta yaptığı evlilikten bir oğlu olduğunu doğruladı ve oğluyla yıllardır görüşmediğini açıkladı. Aile içi baskı nedeniyle evliliği sonlandırdığını ve oğlunun kendisinden ayrıldığını belirten şarkıcı, yıllarca oğluyla iletişim kurmaya çalıştığını ancak karşısında gördüğü baskı nedeniyle çocuğunun kendisiyle görüşmek istemediğini ifade etti. Oğlunun son görüşmesinin 20 yaşlarında olduğunu ve şu anda nerede olduğunu bilmediğini belirten şarkıcı, içindeki yaranın hala kanadığını ve bir gün oğluyla yüzleşeceğine inandığını dile getirdi.
Zeliha Sunal, Anneler Günü’nde bir etkinliğe katılacağını sosyal medyada duyurduğu paylaşımının altına yapılan yorumlarla birlikte geçmişte yaşadığı aile dramını gün yüzüne çıkardı. Şarkıcının evliliği ve oğluyla arasındaki ilişkinin detayları, sosyal medya kullanıcılarının dikkatini çekerken, Sunal’ın duygusal açıklamaları da geniş yankı uyandırdı.
Hem duygusal hem de dramatik bir içeriğe sahip olan bu hikaye, bir annenin yıllarca çektiği acıları ve özlemleri üzerine yoğunlaşıyor. Genç yaşta bir evlilik yaparak bir çocuğu olan Sunal, aile içi baskılar nedeniyle evliliğini sonlandırdığını ve oğluyla arasının kopmasına sebep olduğunu aktarıyor.
Oğluyla iletişim kurmaya çalıştığını ancak karşısında gördüğü baskı nedeniyle çocuğunun kendisiyle görüşmek istemediğini anlatan Sunal, yıllarca oğlunu görmek için çabaladığını ancak başarılı olamadığını belirtiyor. Oğlunun son görüşmesinin 20 yaşlarında olduğunu ve şu anda nerede olduğunu bilmediğini ifade eden Sunal, içinde hissettiği acıyı ve üzüntüyü gözler önüne seriyor.
Sosyal medyada yapılan yorumlar ise bu hikayenin daha geniş kitlelere ulaşmasını sağlıyor. Sunal’ın duygusal açıklamaları ve yaşadığı aile dramı, insanların içini burkarken aynı zamanda anneliğin ve aile bağlarının önemini vurguluyor. Bu hikaye, okuyucuları derin düşüncelere sevk ederken aynı zamanda annelik ve aile ilişkileri üzerine düşünmeye teşvik ediyor.
Zeliha Sunal’ın oğluyla yaşadığı kopukluk ve yıllardır süren özlem, okuyucuları duygusal bir yolculuğa çıkarırken aynı zamanda ailenin ve anneliğin kutsallığına dair düşünceleri de tetikliyor. Bu hikaye, acı dolu bir aile dramını gün yüzüne çıkarırken aynı zamanda anneliğin ve aile bağlarının değerini bir kez daha hatırlatıyor.
